Hak-Ä°ÅŸ: Maden Kazalarının Yüzde 95’Ä° Önlenebi̇li̇r | Senin Sendikan , Senin Sayfan

Hak-Ä°ÅŸ: Maden Kazalarının Yüzde 95’Ä° Önlenebi̇li̇r

  • Anasayfa
  • Hak-Ä°ÅŸ: Maden Kazalarının Yüzde 95’Ä° Önlenebi̇li̇r
HAK-Ä°Åž: Maden kazalarının yüzde 95’i önlenebilir
Yazar : Admin / 22 Ekim 2022, Cumartesi / Kategori : HAK-İŞ / Görüntülenme Sayısı : 4887

HAK-Ä°Åž: Maden kazalarının yüzde 95’i önlenebilir

HAK-Ä°Åž Genel BaÅŸkanı Mahmut Arslan, Amasra’da 41 işçinin yaÅŸamını kaybettiÄŸi maden ocağındaki patlamaya iliÅŸkin, “TaÅŸ kömürünün çıkarılmasını savunuyoruz ama bunu yaparken insan hayatını da ötelemeyelim, daha çok kömür diye insanların hayatlarını tehlikeye atmayalım. Kimseyi suçlamak için söylemiyorum ama maden kazalarının yüzde 95’i önlenebilir. Bunun farkında olarak nerede hata, eksiklik var tespit etmemiz gerekiyor.” dedi.

Arslan, konfederasyonun 47’nci kuruluÅŸ yıl dönümü dolayısıyla bir otelde düzenlenen “BaÅŸkanlar Kurulu ve GeniÅŸletilmiÅŸ BaÅŸkanlar Kurulu” toplantısına katıldı.

Buradaki konuÅŸmasında HAK-Ä°Åž’in tarihsel süreci ve darbe dönemlerinde yaÅŸadığı zorluklara, verdiÄŸi mücadelelere dikkati çeken Arslan, 28 Åžubat “postmodern darbe”nin Türkiye demokrasisine vurulmuÅŸ çok ağır bir darbe, “darbecilere taÅŸeronluk yapan” bazı sivil toplum ve sendikalar açısından da karanlık bir dönem olduÄŸunu vurguladı.

Arslan, bu karanlık dönemi asla unutmayacaklarının ve unutturmayacaklarının altını çizerek, bu karanlık dönemin aktörlerinin yeni karanlık senaryolar karşısında aynı rolleri üstleneceğinden endişe duyduklarını söyledi.

15 Temmuz darbe girişiminde de büyük bir mücadele verdiklerini belirten Arslan, demokrasiye, milli iradeye her daim sahip çıkacaklarını dile getirdi.

Arslan, “Ãœlkemizin demokrasisine yönelik bundan sonra gelebilecek her türlü içeriden ve dışarıdan saldırılara karşı daha güçlü bir birliktelik oluÅŸturmak istiyoruz. Bunun için geçmiÅŸte yaÅŸananlardan, demokrasi sınavında sınıfta kalanlardan bile geçmiÅŸle bir hesaplaÅŸma yapmalarını, öz eleÅŸtiri geliÅŸtirmelerini ve bundan sonra ÅŸartlar ne olursa olsun demokrasiye sahip çıkacaklarını ifade etmelerini bekliyoruz. Bu bizim en temel talebimizdir.” diye konuÅŸtu.

– “Kamuda çalışan bütün arkadaÅŸlarımızın kadro alması için mücadele ediyoruz”

Arslan, sendikaya üyeliklerde noter şartının kaldırılması, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamuda ve yerel yönetimlerde taşeronlar yanında çalışan işçilerin kamu kurum ve kuruluşlarının sürekli işçi kadrolarına geçirilmesi gibi düzenlemelerde mücadele verdiklerine, öncü olduklarına dikkati çekti.

Geçici ve mevsimlik işçilerin kadro sorununun çözümü konusunda da bir takvim oluşturulduğuna işaret eden Arslan, bu sorunun kökünden çözülmesini beklediklerini vurguladı.

Arslan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile yapılan görüşmeler sonucunda 696 sayılı KHK ile kadro alan kamu işçilerinin özlük haklarındaki bazı eksikliklerin giderilmesine yönelik bir çalışmanın da yapıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sayın Bakanımızla bir mutabakatımız var, Kamu Çerçeve Protokolü’nde 696 sayılı KHK ile kadro alamayan, baÅŸta KÄ°T’lerde çalışan bütün arkadaÅŸlarımıza kadrolarının verilmesi konusunda bir mutabakatımız var. Bu mutabakatla bu sorunların çözümü konusunda inÅŸallah yeni bir baÅŸlangıcı yapmış olacağız.”

– “8 Eylül 1999’dan önce iÅŸe girmiÅŸ kiÅŸilerin haklarının iade edilmesini istiyoruz”

Emeklilikte yaÅŸa takılanlar (EYT) sorununun da çözülmesi gerektiÄŸine vurgu yapan Arslan, bu durumun Türkiye’nin demokratik süreçlerinin güçlendirilmesine hiçbir fayda saÄŸlamadığını aksine yeni tartışmaları beraberinde getirdiÄŸini anlattı.

Arslan, bu sorunun çözümünde önemli düzenlemeleri, geliÅŸmeleri beklediklerini ifade ederek, “Talebimiz ÅŸu, 8 Eylül 1999’dan önce iÅŸe girmiÅŸ bütün emekçiler, eski mevzuata göre emeklilik haklarını kullanmalı. Getirilen bundan sonraki düzenlemelerin yeni iÅŸe girenler için olmasını biz de kabul ediyoruz ama 8 Eylül 1999’dan önce iÅŸe girmiÅŸ insanların haklarının iade edilmesini istiyoruz. Bu konuda ciddi bir kararlılık gösteriyoruz. Bunu her platformda anlatmaya devam edeceÄŸiz.” dedi.

– “Hayat pahalılığı normalleÅŸene kadar bütün vergi oranları yüzde 10’la sınırlandırılmalı”

Verginin adaletli bir ÅŸekilde alınması konusunda da taleplerinin olduÄŸunu ve bu konuda bir rapor hazırladıklarını anımsatan Arslan, “Türkiye’nin vergi konusunda bir reforma acilen ihtiyacı var. Ancak yüksek enflasyon, yüksek döviz ve buna baÄŸlı yaÅŸadığımız hayat pahalılığı normalleÅŸene kadar bütün vergi oranlarının yüzde 10’la sınırlandırılmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Daha önce asgari ücret tutarındaki bütün gelirlerden vergi alınmaması için baÅŸlatılan çalışmada bazı çevrelerin, “EÄŸer bunu yaparsanız Türkiye 60 milyar lira kaybeder” diye kıyameti kopardığını ama gerçeÄŸin böyle olmadığının anlaşıldığını ve düzenlemenin çıktığını anlatan Arslan, ücretlilerin vergi meselesinin toplam bütçe gelirleri içerisindeki payının da söylendiÄŸi kadar büyük olmadığını söyledi.

– “Türkiye kendi güvenliÄŸi için Ada’ya sahip çıkmak zorunda”

Arslan, konuÅŸmasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) durumuna da deÄŸinerek, ÅŸu deÄŸerlendirmelerde bulundu:

“KKTC’deki kardeÅŸlerimizin özgür, bağımsız, dünya tarafından tanınmış bir devlette yaÅŸama hakları var. Kıbrıs Türklerinin ekonomik, sosyal, siyasal anlamda da vatanlarını terk etmeyecekleri çözümleri bulmak zorundayız. Kıbrıslı Türk gençlerinin çözümü, Avrupa’da, Ä°ngiltere’de görmelerinin önüne geçmemiz gerekiyor. Bunun için KKTC’ye daha çok destek, katkı vermeliyiz. KKTC’ye devlet desteklerini sanki Türkiye’nin bir borcuymuÅŸ gibi algılamak son derece yanlış. Türkiye’nin güvenliÄŸi Ada’dan geçiyor, Mavi Vatan’ın geleceÄŸi Ada’dan geçiyor. Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi güvenliÄŸi, geleceÄŸi için Ada’ya sahip çıkmak, destek olmak zorunda.”

– Amasra’da maden ocağındaki patlama

Ä°ÅŸ saÄŸlığı ve güvenliÄŸiyle ilgili yapılan tüm mevzuat düzenlemelerine karşın en son Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında meydana gelen patlamada 41 işçinin hayatını kaybettiÄŸini anımsatan Arslan, ÅŸunları kaydetti:

“Hayatlarının baharında gencecik evlatlarımızı, kardeÅŸlerimizi topraÄŸa vermek zorunda kaldık. Bu gerçekten Türkiye’ye yakışmıyor, Türkiye bu sorunu çözmeli. ‘Ä°nsanı yaÅŸat ki devlet yaÅŸasın’ diyen bir geleneÄŸin mensupları olarak insanı yaÅŸatmak esas olmalı. Elbette üretim, istihdam, kar önemli ama her ÅŸeyden önce insan, insan hayatı gelir. Bunu ne yazık ki baÅŸaramadık, hala iÅŸ kazaları konusunda abartılı rakamları bir kenara koyup, kamunun rakamlarına baktığımızda dünya sıralamasında yukarılardayız.

Bütün önlemlere raÄŸmen bu sorunu çözemedik, sorunun çözümü sadece mevzuat deÄŸil bir zihniyet deÄŸiÅŸimine de ihtiyaç var. Ä°ÅŸ verenlerin ‘kanunun arkasından nasıl dolanırız da sorumluluklarımızı yerine getirmeyiz’ yaklaşımını terk edip, çalışanların hayatlarını nasıl güvence altına alırız kaygısı ve temennisi olmalı. Çalışanlarımız da ‘bize bir ÅŸey olmaz’ diyerek davranmamalı. Hep beraber bu sorunun üstesinden gelmeliyiz.”

– “Dünya grizu patlamaları sorununu çözdü”

Arslan, 1990’lı yıllarda iÅŸ kazalarıyla anılan Çin’in bütün maden ocaklarını kapatıp, yeni teknolojilerle ocaklar açtığını ve gereken tedbirleri aldığını anımsatarak, Türkiye’nin toprak, jeolojik yapı açısından zor bir maden bölgesi olduÄŸuna deÄŸindi.

Metan gazı konusundaki sorunun çözülebileceÄŸine dikkati çeken Arslan, “Dünyada metan gazlarını bir kısım yöntemlerle toprak üstüne çıkarıp hatta onu da mutfaklarda kullanacak ÅŸekle getiriyorlar. Bu yolla grizu patlaması ortadan kaldırılıyor. Yüzde 5’in üzerinde olduÄŸu zaman patlama oluyor, yüzde 1-2’lik oranlar yanıyor ama patlamıyor. Dünya bunu çözmüş.” diye konuÅŸtu.

– “Bu kazaların olması kabul edilebilir deÄŸil”

Türkiye TaÅŸ Kömürü Ä°ÅŸletmesi’nin önemli bir iÅŸletme ve taÅŸ kömürünün de özellikle demir-çelik fabrikalarının olmazsa olmaz ürünü olduÄŸunun altını çizen Arslan, şöyle konuÅŸtu:

“TaÅŸ kömürünün çıkarılmasını savunuyoruz, destekliyoruz ama bunu yaparken insan hayatını da ötelemeyelim. Daha çok kömür diye insanların hayatlarını tehlikeye atmayalım. Amasra’da yaÅŸadığımız maden kazası hepimizin yüreklerini yaktı, 41 madenci ÅŸehidimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil ÅŸifalar diliyorum. Kimseyi suçlamak için söylemiyorum ama ÅŸunu biliyoruz ki maden kazalarının yüzde 95’i önlenebilir. Bunun farkında olarak nerede hata, eksiklik var, bunu görmemiz, tespit etmemiz gerekiyor.

Bir iÅŸ yerinde sendika varsa iÅŸ kazalarının ciddi ÅŸekilde azaldığını biliyoruz ama Amasra’da sendika olmasına raÄŸmen bu kazaların olması, 41 kardeÅŸimizi ÅŸehit vermemiz kabul edilebilir deÄŸil. Bunun bütün yönleriyle araÅŸtırılması, kimin sorumluluÄŸu, ihmali varsa gereÄŸinin yapılmasını istiyoruz. Yeni Ermenekleri, Somaları, Amasraları yaÅŸamamak için buna ihtiyacımız var. CumhurbaÅŸkanımızın ‘bu kazaların bundan sonra olmaması için ne gerekiyorsa yapacağız’ iradesini önemli bir adım, bir teminat olarak görüyoruz. Umarım bunu kısa zamanda gerçekleÅŸtirmiÅŸ oluruz.”

Arslan, bütün iÅŸ kazalarında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diledi.


0

Habere yorum yapabilmek için lütfen giriş yapınız